Page 14 - usttak
P. 14

İmparatorluğu’nun İstanbul’u almasından sonra Hıristiyan batı ile bağları kopan Gürcis-
            tan, 14. ve 15. asırlarda Türk ve İran saldırılarına hedef olmuştur. 1510 yılında Osmanlı

            orduları o zamanki başkent Kutaisi de dahil olmak üzere Gürcistan’ın büyük bölümünü
            ele geçirmiş, ancak bu yüzyılın sonunda İranlılar ülkenin doğusuna hakim olmuştur.

            Daha sonra sürekli olarak Osmanlı veya İran egemenliği altında kalan Gürcistan, Kral

            II. Irakli döneminde 1783 yılında yapılan Georgievsk Anlaşması ile Rusya’nın koruması
            altına girmiştir. 1801 yılında anlaşmayı tek taraflı olarak fesh eden Rusya, Gürcistan’ı
            ilhak etmiş ve ülkeyi Ruslaştırma politikasını uygulamaya başlamıştır. Ancak, bu poli-

            tikaya duyulan tepkiler milliyetçilik akımlarını güçlendirmiş, üç Kafkas ulusu arasında
            (Gürcüler, Ermeniler ve Azeriler) Transkafkasya Federasyonu (OZAKOM) kurulmuştur.
            Ancak,  iç  çekişmeler  nedeniyle  Federasyon  uzun  süreli  olmamıştır.  1917  yılındaki
            Bolşevik ihtilalinden sonra 26 Mayıs 1918 tarihinde bağımsızlık ilan edilmiş, Avrupa
            ülkelerinin Anayasalarından esinlenerek yeni Anayasa oluşturulmuştur. Söz konusu

            Anayasa’da Osetler, Abhazlar ve Acarlar gibi azınlıklara otonomi verilmemiş, ancak, bu
            defa da ülke Almanların etkisi altına girmiştir. Almanya’nın I. Dünya Savaşı’nda yenil-
            mesi üzerine, Kızıl Ordu tarafından işgal edilmiş ve 12 Mart 1922’de üç Cumhuriyetin

            de  katılımı  ile  Transkafkasya  Sovyet  Federe  Sosyalist  Cumhuriyeti’ne  bağlanmıştır.
            1936 yılında ise TSFSR’nin dağılmasıyla Sovyetler Birliği’nin (SSCB) bir üyesi haline
            gelmiştir.SSCB’nin glasnost ve perestroyka hareketi ile birlikte dağılma sürecine gir-
            mesinin ardından, ilk bağımsızlık hareketleri Baltık Cumhuriyetleri ile birlikte Gürcis-
            tan’da da başlamış, 1989 yılında Kızıl Ordu askerleri ile vatandaşlar arasında yaşanan

            olaylardan sonra bağımsızlık isteği ön plana çıkmıştır. Son olarak, Gürcistan Yüksek
            Sovyeti’nin 1921 tarihli Gürcistan-SSCB Anlaşması ile 1922 tarihli Birlik Anlaşması’nın
            geçerli  olmadığına  karar  vermesi  üzerine,  31  Mart  1991’de  ülkegenelinde  referan-

            duma gidilmiş ve seçmenlerin %98’i yeni Cumhuriyeti onaylamıştır. Bunun üzerine,
            9 Nisan 1991’de Gürcistan Parlamentosu ülkenin bağımsızlığını ilan etmiştir. Yapılan
            seçimlerde milliyetçi Gamsakhurdia %86,5 oy oranıyla Başkan seçilmiş, ancak, Gürcü
            milliyetçiliğinin ön plana çıkmasıyla çeşitli etnik gruplar arasında silahlı çatışmalar baş-
            lamıştır. Öte yandan, Osetler ve Abhazlar gibi bazı etnik azınlıklar da bağımsızlıklarını

            ilan etmek istemişlerdir. Ülke yeniden bölünme tehlikesi ile karşı karşıya kalmış, 6 Ocak
            1992 tarihinde Gamsakhurdia ve ailesi ülkeyi terketmek zorunda bırakılmıştır. Bu ge-
            lişmeler üzerine, Hükümet üyeleri, Danışma Meclisi ve askerler tarafından oluşturulan

            Konsey, SSCB zamanında Komünist Parti Sekreterliği ve Dışişleri Bakanlığı gibi önem-
            li görevlerde bulunmuş olan Eduard Şevardnadze’yi ülkeye davet etmiş ve yönetime
            geçmesini istemiştir. 12 Ekim 1992’de yapılan seçimlerde Şevardnadze Başkan se-
            çilmiş, 1993 yılında ise Gamsakhurdia yanlılarının iktidarı yeniden ele geçirme müca-
            delesi ile karşı karşıya kalmıştır. Söz konusu girişimlerin başarılı olamamasıyla birlikte






            8
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19